Tam yatmadan önce odamı biraz havalandırmak için pencereyi açtım. Pervaza dirseklerimi dayayıp biraz etrafı seyrettim. Saat geç, sokaklar çok sessizdi. Bir adam arabasını kilitleyip sessizce apartmanlardan birine girdi. İşte tam o kaybolurken, bizim apartmanla yan apartmanın arasındaki ağaçlar rüzgarla aniden hışırdamaya başladı. İşte o an fark ettim gecenin kokusunu. Hemen eğilip, karanlıkta belirsiz sallanan ağaçlara baktım; havanın kokusunu içime çektim. İşte tam o zaman anladım, sakin bir sahil sitesinde doğayla beraber olmayı ne kadar özlediğimi.
Bunu yazmak için yatağıma geldim, ama cam hala açık ve araya karışan ufak tefek motor seslerine rağmen ağaçların sessiz dualarını, idraklarını, bilgeliklerini duyabiliyorum.
19 yıldır yaşadığım odamda bunu ilk defa bu kadar net algılıyorum.
-Ağaçların hışırtısındaki bilgelik-
Şehirlerde çoğu zaman sadece motor seslerini duyarız, çünkü her yeri onlar işgal etmiştir; ama aslında ağaçlar konuşur. Yalnız, bu koca çemberin içinde o kadar uyumlu yer alırlar ki, fark edilmezler. Belki babam yıllara önce ölmüş kuşumuzu, gonzalesimizi, balığımızı o ağaçların altına gömmüştür. Belki bu belirsiz senfonide onların da çaldığı bir şeyler vardır.
Serin ve temiz hava odamda tatlı tatlı dolaşıyor; baharın, yazın hafif nemli, hafif çiçek kokulu havası. Yaprakların senfonisi, içimden gelen "konuk sanatçı" sesle birleşip "Bırak, her şey aksın" diyor. Yaprakların, dalların kendilerini rüzgara bırakıp hafif hafif, usulca ama bilgelikle sallanışları gibi. Sanki o zaman sesimi çok fazla insan duymayacak belki, ama duyması gereken herkes duyacakmış gibi. "Ne varsa akışına bırak" diyor bana, yıllardır ilk defa böyle duyduğum fısıltı. "Bak," diyor; "ben rüzgarla ne de güzel salınıyorum."
-Yaprakların senfonisi-
-Yaprak senfoni orkestrası-
leaves, twigs, roots and chunks
H2O and carbons and CO2 and all that C6H12O6,
that sing altogether the great song of silence.
Thank you the wind,
for letting that happen, letting me
hear what I did not for many years here
Thank you, silence
silence that talks.
Thank you, the night and the stars.
Thank you, all the little insects
and bugs and bees
that are important for the trees
that whisper to me
as we pass through the night
that is full of smell of fresh life.
Thank you, air, for carrying
all the sound and smell, letting me
see what I did not
all through these years that I spent
looking out from that little window.
***
Şimdi düşününce, sessizliğin aslında en çok ve en güzel konuşan şey olduğunu anlıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder