31 Aralık 2009 Perşembe

Sıradan şeylerdeki huzur

Bir yılbaşı akşamında daha evde portakal soyma ve tv'de seyredecek doğru düzgün bir şey bulamama durumuyla karşı karşıyayım. Of, feci klişe. Yine de, garip bir şekilde kendimi huzurlu hissediyorum. Hani sadece sıradan şeylerde olan bir huzur vardır ya... Ondan işte.

Bir sene daha, yılbaşını arkadaşlarla kutlama durumunun kıyısından döndüm. Aslında çok şikayetçi de sayılmam bu durumdan, biraz olsun koltuğa yayılıp, dinlenmeye; hatta portakal soymaya falan ihtiyacım var.

Bugün bir final bile atlattım ben, o konuda söyleyecek fazla bir şeyim yok. Ama eve dönerkendi sanırım, bu senenin benim için ne kadar çok şeyi değiştirdiğini fark ettim. Daha önceki yıllar için böyle bir hesaplamaya hiç kalkışmamıştım; ama sanırım değişikliklere olan dikkatim arttığı için bu sene bunları düşünmeye başladım.

Neler yaptım bu sene? Ne değişiklikler oldu hayatımda?

İlk defa staj yaptım mesela, galiba en önemli değişikliklerden biri bu. İlk defa Ankara'nın bir ucunda, hiç tanımadığım insanların arasında bir ay boyunca gerçek bir iş yaptım.

İlk defa alın terimle para kazandım.

İlk defa annemden ayrı bir tatil yaptım (bkz. İstanbul çıkartması ve Çeşme tatili).

4. Genç AKADEMİ'yi organize eden takımın parçası oldum, Nisan ayında 4 gün boyunca Bilkent Otel'deki bir odada 2 kişilik yatağı 5 arkadaşımla paylaştım.

Okuldan eve giderken nasıl daha az para harcayabileceğimi keşfettim.

İlk defa doğumgünümü benle aynı gün doğmuş en yakın arkadaşlarımdan biriyle 150 kişinin arasında kutladım (bkz. Işıl ve OR iftarı).

Fransızca öğrenmeye başladım (Quand j'ètais petite, j'aimais jouer avec mon jouets).

Mesleğimle ilgili damardan dersler almaya başladım.

Bir bongom var artık (arkadaş hediyesi).

Koçluk Projesi'nin liderliğine el attım.

İlk CV'mi yazdım.

İlk defa bir mülakata girdim.

İlk defa annemin arabasıyla trafiğe çıktım.

İlk defa 150 kişiye sunum yaptım.

İlk defa bir huzurevine gittim.

Babamın fotoğraf makinesine çöktüm. O makine hayatımın önemli bir parçası oldu.

vs, vs, vs.

Ayrıntılarla çok dağıldım şimdi bu kadar üzerinde durunca; ama düşünüyorum da, aslında zaten benim "kötü" kelimesini bu tip durumlarda kullanmayı fazla tercih etmememi de bir kenara bırakacak olursak; 2009 yılı bana çok şey kattı; kendimi büyük ölçüde aşmaya başladığım ilk yıl oldu sanırım.

Umarım 2010 ve diğer tüm yıllar da böyle olur, her fırsatta hayattan bir şeyler öğrenmeye, gözümüzü açık tutmaya devam ederiz. Bugün güzel şeyler geçiresim var aklımdan çokça; o yüzden klişe gözükebileceği halde, dileklerimi buraya yazmak istiyorum:

Yeni gelecek olan bu yılda ve tüm diğerlerinde de ağzımızın tadı eksik olmasın; sağlıklı, mutlu olalım; sevdiklerimiz yanımızda olsun. Uzanabilecek kadar yakın, dokunamayacak kadar uzak olduğumuz insanlara ulaşabilelim. Kalplerimizi sevgiyle doldurmak için içtenlikle uğraşalım; en önemlisi ve kalplerimizi sevgiyle doldurmamız için gereken o içtenliğe sahip olalım. Sevdiklerimizle aramızdaki bağlar gittikçe kuvvetlensin.

Yeni yıla 15 dakikadan az kalmış.

Bir kez daha şükürler olsun ki, böyle güzel, verimli bir yıl geçirdim sevdiklerimle; hayatımı daha kaliteli kılacak; daha çok şey öğrenmem için yeni kapılar açacak pek çok şeyi yaşadım; pek çok tecrübe edindim. Ailem, dostlarım, hepsi çok şükür ki yanımda; yanyanayız; sağlıklıyız, şartların getirdiği ölçüde mutluyuz.

Başımıza gelen, gelmeyen; farkında olduğumuz ve olmadığımız her şey için şükürler olsun.

Yeni yıla 5 dakika falan kalmış.

Mutlu yıllar herkese, mutlu yıllar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder