18 Kasım 2010 Perşembe

bu geyikleri lisede bıraktık sanıyordum, dostum.

Belki de daha basit kitaplar okuyarak yeniden başlamalıyım.

Çok inatçıyım, çok. Aylardır aynı kitabı okumaya çalışıyorum, kitapla aramda "It's not you, it's me" tarzı bir ilişki oluştu. Evet, Dostoyevski'nin Karamazov Kardeşler'i. Çok da güzel kitap, biraz fazla uzun sadece. NŞA'da üstesinden gelmek çok zor olmazdı. Ama... Ama...

Doğru düzgün kafamı veremiyorum. Başak burcuyum, detaylar olmadı mı da rahat edemiyorum. Okudum mu, harfi harfine okumalıyım. Oysaki, şu günlerde ben değil detaylarla boğuşmak olsun, iki okuma seansı arasında kitabın anafikrini, 5029890384 isimli karakterlerini aklımda tutabilmek için bile büyük çaba harcıyorum. Ah, Dostoyevski'yi de nasıl seviyorum halbuki.

Eskiden, küçükken, çocukken, gece uyumadan önce kitap okumaya bayılırdım. Başucumda kapağı olmayan, eski püskü, büyük ihtimalle babamdan kalmış bir Keloğlan kitabı vardı. Onun tadını hala unutamıyorum. Şimdi... başladığım sayfayı bitirebilmek için göz kapaklarımı açık tutmakta zorlanıyorum. Her defasında başucumdaki lambamı söndürürken üst üste kule olmuş kitaplara (ciddi anlamda kule yalnız), özellikle de Karamazov Kardeşler'e bakıyorum, kendime kızıyorum.

Yine de bu bayram tatilinden yararlanıp, bu kitap okuma işine yeni bir soluk getirmeye kararlıyım.

Belki biraz Paulo Coelho karıştırmalıyım araya. Hem çok uzun değil, hem akıcı, hem kolay okunur. Zaten Paulo Coelho kitapları benim için hep böyle durumlara yönelik birer joker oldular. Okumaktan uzak kalıp yeniden kitapları elime almaya karar verdiğimde başvurduğum bir yazar kendisi. Acaba, diyorum, bir ara Kızılay'a indiğimde Portobello Cadısı'nı mı alsam...

Uzun zamandır Dost Kitabevi'ni gezip, kitap almıyorum. Kendimi kitapların, kitap kokularının içinde kaybetmiyorum. Hazır kafam birazcık rahatlamışken, belki de dizilerden birazcık ödün verip kendimi yeniden kitap okumaya yönlendirebilirim. Tatilden sonra işler nasıl bir yoğunlukta geri dönecek bilmiyorum gerçi; rapor, ödev vs vs teslim tarihlerini kafamda tutmayı bıraktım desem yalan olmaz artık. Ayrıca, tedarik zinciri dersinin vakalarını okumadan saymıyoruz tabi ki.

Bu arada başlıkla alakasız yazılar yazmak, ya da yazıyla alakasız başlıklar atmak; evet, bunu bilinçli yapıyorum ve hoşuma da gidiyor nedense.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder