20 Eylül 2010 Pazartesi

höylöylöy uykum mu geldi ki?

Kaç gündür ilk defa yarın erken kalkmayacağım ya, bir boşluğa düştüm; sıkıldım yine. Fırsat bu fırsat, bir iki şey yazmış olayım bari.

Almanca kursuna devam ediyorum, önceden söylediğim gibi. Beklediğimden çok daha güzel gidiyor her şey. Hatta Almanca kursundaki en yaşlı (!) kişi ben değilim artık, 11 kişi olduk sınıfta ve benden büyük insanlar da var! Yaşasın!

O değil de, ben Active English'in ortamını baya baya sevmeye başladım. Devam ederim yani. Her ne kadar o sabahın köründe uyanmalar, sabah uykusundan feragat etmeler biraz zorlasa da, buna değdiğini görebiliyorum. Zaten kurstan eve gelince televizyon karşısında yayıldığım an uykuya daldığım için uyku anlamında fazla bir kaybım da olmuyor. Bir de annem üstümü örtünce çok mutlu oluyorum hatta.

Hava değişiminden midir, yorgunluktan mıdır, nedendir bilemeyeceğim ama; bir ağırlık, efendime söyliyim, hafif bir baş ağrısı hakim şu anda bende.

Okul geçen perşembe başladı. Sanki okuldaki son senem değilmiş gibi, sanki hala yaz tatilindeymişiz gibi bir his var üzerimde. Araya giren haftasonu tatilinden kaynaklı da olabilir. Bilmiyorum.

Amaaan. Pek yazı yazacak modda değilmişim. Kafam dağınık, düşüncelerim alakasız yerlerde dolanıp duruyor, hiçbirini de buralarda anlatamam. Başka bir ara uzun uzun anlatacağım şeyler olur belki. Şimdilik bu kadar yeter.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder