31 Ağustos 2010 Salı

solitaire. dikkat dikkat, mantık konuşuyor.

Salak mıyım ben ya? Niye kasıyorum ki!

Biraz saçma, biraz da bir insanın hak etmeyeceği kadar "bir arkadaşlığa özlem dolu" bir yazı yazmıştım. Sonra solitaire oynamaya başladım. Solitaire oynarken kafam çok güzel dağılıyor, hem rahat rahat müzik dinleyebiliyorum, hem de üzerinde düşünmem gereken şeyler hakkında kafa yorabiliyorum. İşte demin de solitaire'e gömülmüşken, arka planda AC/DC'den Highway to Hell çalmaya başladı. Bir anda dank etti kafama: Salak mıyım ben ya, bunca şeyden sonra niye ben söylüyorum ki bunları? Hayır, neden yani? Yok öyle bir dünya.

Kural neyse ona göre oynuyorum. Hatta şu agresif oyun tarzı içinde baya fairplay takılıyorum bile denebilir. Devamı beni ilgilendirmiyor. Üstelik, gerçekler benim düşlediğim ve olmalarını umduğum gibi değiller diye oturup ağlayacak da değilim. Neyse ne.

İnsanlar garip yaratıklar, ama 21 yaşımda hafiften hafiften çözmeye başlıyorum ben de.

Hatta şöyle bir düşünüyorum da, eskisi gibi bulamayacağım şeyler için hiçbir şey yapmak zorunda olmamak beni baya baya rahatlatıyor.

Kalan kısmını kısa bir süre sonra görmeye başlarız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder