14 Aralık 2010 Salı

quand j'étais petite...

Uykum niye bu kadar çabuk geliyor benim ya...

2-3 gündür göreceli olarak baya huzurlu hissediyorum kendimi; abuk subuk rüyalar az biraz parazit yapsa da (Adana, çekil aradan!) uyuyorum, müzik dinliyorum, eve insani saatlerde geliyorum falan. Bir de güzel güzel yağan kar var tabi.

Aklımın köşelerinden daha insancıl şeyler geçmeye başladı, yine hayatımda kariyer dışında bir şeylerle ilgili düşünmeye başladım.

Fonda House'un Cuddy'e serenatı olduğu iddia edilen bir piyano parçası var; hoşuma gitti. Hugh Laurie şurada yanımda piyano çalsa saatlerce dinleyebilirim bence. Hatta illa Hugh Laurie de olmasına gerek yok o kişinin, herhangi bir insan, adam gibi bir şeyler çaldığında yeterli etkiyi gösterecektir.

Sırada Jeff Buckley abimizden Hallelujah geliyor; House M.D soundtrackleri arasında yerini almış, çok da güzel yapmış.

Kimi zaman değişiklikler güzeldir. 3-4 gündür yağan kar bile hayatımda bir değişiklik yaptı; bakışımı değiştirdi, dinlediğim müzikleri daha anlamlı kıldı.

Galiba gerçekten de değişmeye mahkumuz. Hatta biraz daha derin saçmalamak gerekirse, değişmeye mahkum olduğumuz bile değişebilir. Ama değişiklik güzeldir.

Belki bir ara Fransızca bir şeyler yazmayı deneyebilirim. Sırf zevkine.

Bölüm derslerinden ne kadar nefret ediyorsam, yabancı dillere, psikolojiye, ekonomiye de o kadar sarılasım var. Bir sonraki dönem cost analysis and control'umu alır, mis gibi otururum. Hiç uğraşamayacağım valla.


Neyse, buraya nereden geldim onu da bilmiyorum, fonda hala Jeff'ciğim var ve bunu rezil etmeyi hiç mi hiç düşünmüyorum...


Bu kış mevsimi bana güzel bir şeyler getirecekmiş gibi hissediyorum. Bu mevsimle ilgili güzel bir şeyler hissettiğimi derinde bir yerlerde biliyordum ama ilk defa bu kadar net söyleyebiliyorum; karın beyazlığından, Ankara'nın pisliklerini örtüşünden midir nedendir bilemeyeceğim artık; bende pek bir umut dolu bir hava uyandırdı. Hayatıma ufak da olsa bir değişiklik kattı, hayal gücümü genişletti, güzel müzikleri daha çok dinleyip, onlara daha derin anlamlar yüklememe yardım etti... Sadece görüntüsüyle bile huzur verdi. Arabalar sustu, sokaklar durgunlaştı. Aile babalarıyla beraber homo sapiensler de kapalı mekanların yollarını tuttular. İşte kar tanelerinin oradan oraya uçtuğu zamanlar o zamanlardı.

Hani senenin ilk yeşil eriğini ağzınıza attığınız an vardır ya; onun gibi bir şey işte.


Önemli olan samimiyeti kaybetmemek; ne kendine, ne de başkasına karşı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder