15 Ağustos 2012 Çarşamba

Beni rahatlatacağını bildiğim başlığın yerine atacağım başlık

Ne varsa gerilerde bırak.
mak istiyorum, yani belki daha iyi olabilir. Belli ki ileride bir yerlerde beni bekleyen güzel bir şeyler var, belki biraz sabır. Her şey sanki "belki" ile "belli ki" arasında gidip geliyor, sanki üçüncü bir kelime daha yokmuş gibi. Var belki, ama dil bilgisi anlamında büyük ölçüde dışlanmış. Başka yerlerde gördüğümüz hoş bağlantılar onda yok, sadece defterde birkaç satır daha ilerlememi sağlıyor. Satır sonunda yenisine başlıyorum; sanki ondan öncesi hiç yokmuş gibi, ama aslında var ve ben noktalama işaretlerini yerinde kullanabiliyorum.

En sonunda bir de bakıyorum, önceden uyanmak için uğraşmışım, şimdi uyumak için uğraşıyorum; ama ne gariptir ki, aslında ikisinde de uyumak istiyorum; daha da garibi, ikisinde de uyumamam gerekiyor. Daima çelişen bir şeyler var, ya da büyük ihtimalle benim çok uykum var; bunları düşünürken bir yandan hızlı hızlı yazabildiğim bir garip evredeyim.

Gözlerim kaşınırken elime rimel kalıntıları geliyor. Ben uyumadan önce makyajını silenlerden değilim, hiç olamadım onlardan.

Karanlıkta parlak noktalı bir gece, işlerin kısa zamanda düzeleceğini umut etmenin yanında, sahip olduğum güzelliklerin de farkına varmaya çalışıyorum. Geceye, gündüze, sokağa, eve karışan şarkı sözleri var, bana o kadar uyumsuz ki, ve öyle seviyorum ki...

Hapşırmak isteyip de bir türlü hapşıramıyorum sanki, sanki krizlerin ardı arkası kesilmiyor. Keşke her şey bilgisayarda playlist oluşturup kendi halinde çalan şarkıları takip etmek gibi olsa biraz. Gerçi böyle olmaması için de çok iyi sebeplere sahip olabiliriz. Sonra her şeyi güneşe yükleriz, hepsi onun suçu olur. Pek bir şey fark etmez, nasılsa biz de suçlu olduğumuz şeyler hakkında fazla bir şey yapmıyoruz.

Hayatımda duyduğum en anlamlı sözlerden ikisi:

"Everybody lies." ("Herkes yalan söyler.") Gregory House

"Ignorance is bliss." ("Cehalet mutluluktur.") Thomas Gray'in "Ode on a Distant Prospect on Eton College" şiirinden
                            ("imbécile heureux")

Alice Harikalar Diyarı'nda iskambil kağıtları mı vardı? Varsa benim çocuklukta okuduğum kitapların hatıraları nereye uçtu? Kaydırağın tepesinde İpek Ongun'dan "Bu Hayat Sizin"; şimdi başka kitaplarla aynısını yapsam zevk verir mi; emin değilim.

Kafeine duyarsız sinapslarım ve ben, sahura kadar uyanık kalmaya çalışıyoruz, ama belli ki biraz ilginç bir trans halindeyim. Beynimdeki mekanizmanın daha farklı çalıştığını hissedebiliyorum. Yirmi üçüncü yaşımı doldurmak üzereyim; anca en azından kendim için işe yarar şeyler yazmaya başlayabildim; beni utandırmaya daha uzak.

Roberta Flack - The First Time Ever I Saw Your Face bir nevi ninni gibi, o bilinçaltında dolananları ortaya çıkamaya çalışıyor sanki. Bense noktalı virgülden sonra cümlenin nasıl devam edeceğini bulmaya çalışıyorum başarısızca. Üstelik kaküllerim uzadı, burnum FECİ kaşınıyor.

4 yorum:

  1. İçinde bukunduğun halet-i ruhiyeyi bu kadar güzel tarif edebilmen çok iyi hatta kıskandırdı."Kim olduğunu bil" bu da iyidir :) Du bir roberta flack dinleyeyim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kendimi pür dikkat dinliyorum ve bunu yapmak için özellikle seçtiğim bazı zamanlar var, o zaman çıkabiliyor böyle şeyler. yorumun için çok teşekkür ederim. :) bu arada şarkıyı beğendin mi?

      Sil
  2. Roberta Flack'ı zaten pek severim ben.Eskilere aşinayımdır,zaten bende eskidim bir hayli. Kendini dinlemeye zaman ayırmak...Bunun üzerine bir dostumla uzun süre konuştuk,dedi ki; "elimde bir güç olsa,mesela başbakan,kanun çıkaracağım herkes günde en az bir saatini kendini dinlemeye ayırsın." Haksız mı? Sırf bundan kaynaklanıyor tüm acılar...Neyse kafanı karıştırmayalım yaşınız daha çok genç.(kızmayın,ben çok kızardım böyle dediklerinde,vallahi haklılarmış :))Al sana güzel bir şarkı ve noktalayım : Neil Sadaka "you mean everything to me"

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. offf bu şarkıyı biliyorum ve çok güzel! teşekkür ederim, uzun zamandır dinlememiştim ve adını bilmediğim için de dinleyemezdim sen söylemeseydin. bence o "günde bir saati kendini dinlemeye ayırma" olayında bilinçaltında gezinen şeyler de çok önemli, çünkü kendimizi dinlediğimizde dönüp durduğumuz yer aslında kendi bilinçaltımız ve orada tatsız tuzsuz şeyler varsa o insandan kendisini dinlemesi sonucunda neler beklenebilir, emin değilim. bilmiyorum, belki fazla acımasız bakıyorumdur olaya.

      Sil