3 Kasım 2009 Salı

Bilkent'te sorun çözme sorunsalı-1

Çift yarık deneyindeki elektron misali aynı anda iki farklı sınava girmemi bekleyen insan topluluğuna buradan selam ediyorum. Koordinasyon kuramayan ve kendi işiyle direk alakalı sorunlara "Git ne halin varsa gör" şeklinde yaklaşan yabancı dil koordinatörü de istemiyorum. Ha eğer yaşam şartlarımız illa ki buysa, klonlamayı da destekliyorum.



Birkaç gündür sınavları aynı gün aynı saatlere konulmuş Fransızca ve Engineering Econ derslerimi bir hâli yoluna koymaya çalışıyorum. Yine Bilkent Üniversitesi sınırları dahilinde bir sorun çözmeye çalışıyorum ya, yine sınırları zorluyorum tabi ki, değişmez bir kural benim ve benim gibi daha pek çok kişi için.

Fransızca sınavının tarihi sene başından belliydi (öyle imiş yani), ve bölümlere yollanmış da, "Bakın bizim bu zamanlarda sınavlarımız var, Allah aşkına başımıza iş çıkarmayın" gibisinden. Birkaç hafta önce Engineering Econ hocamız midterm'ü o güne koyacağını söylediğinde, inatla belirtmiştim, "Hocam, o gün sınavımız var" diye. Sonra konu kapandı, aradan biraz zaman geçti, sonra hoca çakışma olanlardan mail ile bilgi istedi. En sonunda... Ne mi oldu? Hiçbir şey, hoca sınavın tarihini 6 Kasım olarak belirledi, yani Fransızca sınavımla aynı gün, başlangıç saati Fransızca sınavımdan 15 dakika önce. "Yapmayın, etmeyin" dedim, ama olmaz tabi ki. Fransızca hocama gittim, "Hocam böyle böyle bir durum var, napıcam ben" diye. "Yarın gel, konuşalım, bir şekilde hallederiz" dedi.

Bugün Fransızca hocamın yanına gittim, tam gittiğim anda orada aynı sorundan muzdarip başka bir kişiyle daha konuşuyordu. Bizi aldı, yabancı dil koordinatörü hanımın yanına götürdü. Durumu bir kere daha orada anlattım, olayların tamamen benim dışımda geliştiğini, yine de olanın bana olduğunu ifade etmeye çalıştım. Fakat, bakış açısı beni benden aldı. Birkaç örnek vereyim de, gülün azcık.

***

Ben: Hiçbir hatam olmadığı halde iki taraf arasında kalmaktan bıktım. Siz beni arada bırakmadan hocayla direk iletişime geçseniz olmaz mı?
YDK: Kusura bakma ama ben böyle bir şey için karşı tarafa telefon açmam. İş ahlâkına uymaz böyle bir şey. Çok umurlarındaysa onlar bize böyle bir durum olduğunu bildirip öğrencilerin isimlerini verselerdi.
(İş ahlâkı zaten sorumluluk sahibi olduğun konuda kılını bile kıpırdatmamaktır, evet, kesinlikle...)

***

YDK: Biz sınavı çok öncesinden belirledik bölümlere yolladık.
Ben: Haklısınız, sizin de bir suçunuz yok ama ben kaç gündür iki taraf arasında koşturup duruyorum, hocamız o cumartesi günü okulda boş sınıf olmadığını, bu sebeple sınavı 6'sında yapmak zorunda kaldığını söyledi. Bu durumu belirttim, "120 kişi içinden 6-7 kişi için sınav tarihi değiştiremeyiz" dedi. Geri buraya döndüm.
YDK: Nasıl yer yokmuş imkansız öyle bir şey olamaz. Kendi istemediği için o gün yapmamıştır.
(Evet, koskoca bölüm hocası hepimize yalan söylüyor zaten.)

***

YDK: Kendi sorununuzu kendiniz halletmeyi öğrenin iş hayatında da böyle şeylerle karşılaşacaksınız, gerekirse rektöre gidin, hakkınızı arayın.
(Ben o masanın arkasından napıyor gibi görünüyorum acaba...)
Ben: Ben zaten 3 senedir bu tip şeylerle sürekli uğraşıyorum ama ARADA KALMAK İSTEMİYORUM ARTIK.

***

YDK: Make-up (telafi sınavı) vermemiz için kaç kişi olduğunuzu bilmemiz lazım. Kaç kişisiniz siz böyle?
Ben: Bilmiyorum, çevremde insanlar var.
YDK: E bilmiyosan bıdı bıdı...
(Bir öğrenci olarak 120 kişinin kaçının o günkü sınavının çakıştığını bilmek zorunda kalmak... Paha biçilmez... Geriya kalan her şey için... MasterCard. Viiiii vant dı fank...)

***

YDK: E withdraw et (dersi bırak) o zaman napıyım. Sizin bölümünüz yabancı dil almanızı istemiyormuş demek ki. Seçmeliden de saymıyorlar zaten.
(Oha.)
Ben: Ben bu dersi kendi isteğimle fazladan alıyorum, bu zamana kadar da bu kadar uğraşmışım etmişim, neden dersi bırakayım şimdi böyle bir şey için?

***

İşte özet olarak böyle bir çarpıklığın içindeydim bugün. Sonra iki defa Engineering Econ hocamızı bulmaya gittim, yerinde değildi, konuşamadım. Ya, biriniz bana açıklasın, görevi yabancı dil koordinatörlüğü olan bir insan, neden bir öğrencinin dersi böyle bir sebep için withdraw etmesini bekler? Neden yani? Altında yatan mantık nedir? İş ahlâkı mı? İş aşkı mı? Ne yani?

Okulumu çok seviyorum, evet güzel imkanlarımız oluyor kimi zaman ama, iş sorun çözmeye geldi mi bürokrasinin dibine vuruyoruz, insanlar oradan oraya yollanıp duruyor, devlet dairesinden farkımız kalmıyor.

Ayrıca, Fransızca hocamı çok seviyorum. Yabancı dil koordinatörünün aksine, bugün de çok uğraştı, ilgilendi, beni anladı, elinden geleni yaptı. En güzeli de, çıkışta "Böyle bir şey için dersi bırakma bence" dedi. Canım hocam benim.

Yarın bir daha Engineering Econ hocama ulaşmaya çalışacağım, ama bir şekilde halledeceğim bu işi inşallah. Bilkent'te sorun çözme konusunda deneyimsizler ve daha çok deneyim kazanmak isteyenler için, bütün prosesi buraya dökmeye karar verdim. Ne kadar çok insana ulaşırsa o kadar iyi.

Ne diyorduk; geriye kalan her şey için, MasterCard... "Viii vant dı fank..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder