Merhaba, merhaba, merhaba.
Dün cuma idi, malum, benim için kritik gün, şu iki sınavın çakışması olayları.
Evet, iki sınava da girebildim. İnanılır gibi değil, ama başardım. Çok şükür hala hayati fonksiyonlarım ve aklım yerinde. Hatta bugün üstüne bir üretim planlama projesi daha bile patlattım.
Nasıl hallettim peki? Hemen kısa bir özet geçeyim:
Çarşamba günü Econ hocamıza gidip sınavı çakışma olanlara önceden vermesini rica etmiştim. Perşembe günü odasına gittiğimde o da yeni geliyordu, "Maili gördün mü" dedi. "Yok hocam, görmedim ne dediniz" dedim. Anlattı, oku dedi. Sonra şöyle devam etti: "Bize telefon geldi, 'Bir öğrenciniz 3-4 gündür buraya gelip gidiyor' dediler" dedi, "Evet hocam o benim" diyip güldüm. "Mail attım, çakışma olanlar haber versin dedim. Sen de oku sonra bana mail at. Yalnız yarın sınavda bir tek sen olursan sorun olur."
Ben de mailimi attım.
Dün 15.45'te gittim sınava, 5 kişiydik. Hocayla da alakalı olarak, sınav öncesi gerginliklerinden pek eser yoktu, sohbet ettik sınavdan önce. Sınav da beklediğimden daha az korkunç geçti benim için. Ne olacağını yine de bilmiyorum. Neyse, 17.45'te sınavdan çıktım; 17.50'de Fransızca sınavımın olacağı sınıfta, nefes nefese kalmış oturuyordum. Tabi ki iki saat boyunca ($78,400.46)*(0.023) tarzı işlemlerle geçen bir sınavdan sonra beynim haşat olmamış değildi, ama iman gücü müdür nedir anlamadım, Econ sınavının olduğu EB'den, Fransızca sınavının yapılacağı A binasına gidene kadar aldığım oksijen beynimi öyle bir berraklaştırdı ki, sınıfa gidip oturduğumda 5 dakika önceki baş ağrısından pek eser kalmamıştı.
Neyse, öyle böyle Fransızca sınavını bulmaca çözer gibi bitirdim, erkenden de çıktım. EB'ye bizim tayfanın yanına giderken, yol boyunca yüzümde o günden sağ salim çıkabilmenin verdiği aptal bir gülümseme ile yürüdüm, "Vi ar dı çeeempiyıns" modunda.
Evet, başarmıştım. Sadece bir gün içine 2 sınav bir proje sığdırmak ve o iki sınava 10 dakika arayla girmek değildi benim için bu. Daha çok, haklı olduğun bir durumda elinden geleni ardına koymayıp, hakkını arayıp, en sonunda dediğini yaptırabilmekti de aynı zamanda.
Kısacası, burası Bilkent Üniversitesi. Çok güzel bir okul, seviyorum okulumu, çok seviyorum hem de. Ama bazen gerçekten çileden çıkartan şeylerle karşılaşıyoruz. Burada çözüm tamamen bizim inatçılığımıza kalıyor. Benim şahsi tavsiyem, haklı olduğunuza inandığınız durumlarda asla olayın peşini bırakmayın. Bu pek çok yerde geçerli. Bilkent'te de.
Ha YDK'ya ne mi oldu? Bilmiyorum. Ne mi olacak? Karşılaştığım şeyler hiç hoş değildi, hala unutmuş değilim. Ama şimdilik uğraşmam gereken daha önemli şeyler var, bu yüzden o konuda ne yapacağıma ilerde karar vereceğim, rektörlüğe kadar da yolu var. Onun dışında, Allah ona akıl fikir versin, onu ıslah etsin inşallah.
*** The End ***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder