25 Ekim 2009 Pazar

Ah Ghost Whisperer, ah!

Henüz seyretmeyenlere spoiler vermek gibi olmasın da, (eğer "Sonunu duymak istemiyorum, daha seyredeceğim bunu ben!" diyenlerdenseniz, yazının devamını okurmanız hâlinde üzülebilireceğinizi tam şu noktada belirtmek isterim; "Yok, öyle değil." diyorsanız, çekinmeyin, devam edin) Ghost Whisperer'ın 4. sezonunda Jim'in "ölmeksimsi" olayına gıcık oldum ben.

Çok sık seyrettiğim bir dizi değil Ghost Whisperer, arada bölük pörçük. Ama hikayeden az çok haberdar olacak kadar biliyorum diziyi.

Tamam, "Diziye heyecan katalım biraz" demişler, anladım; ama o adamın başına gelenler de ne öyle kardeşim. Hadi öldürdün adamı, çıkar diziden değil mi. Yok ama. Adam öteki tarafa geçseydi çok üzülecektim buna, ama senaryosuna da bir saygım kalacaktı. Şimdi adam başka birinin bedenine geçti, ama Melinda'yı tanımıyor. Bak şimdi. Arada kaldım yahu.

Böyle aşklar bitmesin arkadaşım. İyiydi onlar öyle. Bitirecekseniz de doğru düzgün bitirin, ağlatın, adamın ölmesi insanın midesine otursun mesela, insan bir süre etkisi altında kalsın falan. Böyle sakız etmeyin ya.

Nıçk nıçk.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder