11 Temmuz 2010 Pazar

huzur-suz.

Huzursuz hissediyorum kendimi şu an. Ama akla ilk gelen "huzursuz" anlamında değil. "Huzurlu"nun tersi olan "huzursuz" gibi. Bilmem, anlatabiliyor muyum.

Kendime, kendimi dinlemeye yeteri kadar vakit ayıramadığımı, ayırdığım o küçücük vaktin de başka alakasız şeylerle bölündüğünü görüyorum. Sinirlerim bozuluyor.

BİRAZ YALNIZ KALMAYA İHTİYACIM VAR!

Kimsenin işlerime, yaşam tarzıma, ihtiyaçlarıma, ihtiyaç duymadıklarıma burnunu sokmadığı bir yerde, hiçbir şey düşünmeden, sadece ve sadece nefes almaya ihtiyacım var.

Evet, anlıyorum, insan çevresinde olup bitenlerle bir bütündür, çevresini bir bütün olarak algılar, Gestalt, falan, feşmekan. Ama ben çok sıkıldım ya.

Bir haftadır staj yapıyorum, ve o tekdüzeliğin içinde olmak beni resmen çıldırtıyor. Eve geliyorum, kolumu kıpırdatacak halim yok. Yaptığım hiçbir şeyden eskisi gibi zevk almıyorum. Çoğu zaman sadece görmezden gelmenin güzelliklerinden faydalanmak için kendimi kandırıyorum şu sıralar. Kendimi oyalıyorum.

Çok sıcak, ne evden çıkıp bir yerlere gidesim var, ne evde oturasım var. Tişörtümün kollarını iyice yukarı sıyırdım, biraz rahatlatır diye, ama pek işe yaramıyor.

Yatağım hala dağınık, toplamak istiyorum ama çok üşeniyorum.

Dün kendime yeni bir kitap aldım, biraz okurum belki diye. Çok seviyorum kitap okumayı, ama onu bile hakkıyla yapamıyorum.

Eğer büyümek, sorumluluk almak, iş hayatına atılmak vs vs bulaşıcı bir şekilde böyle sıkıcı bir hal alıyorsa, eğer büyümüş olan herkes birbirinin hayatını zehir etmekte bu kadar başarılı ise, gerçekten ben bu döngünün içine girmek istemiyorum.

Kısacası, hayatının tekdüzeliğinden şikayet edip de bunu değiştirmek için hiçbir şey yapmayan insanlar var ya... oldukça ilginçler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder