Hepimiz sosyal medyanın ne kadar hızlı geliştiğinin farkındayız. Sosyal medyanın büyüyüşü ile beraber herkes kendi dünyasıyla ilgili bir şeyler paylaşabilir hale geldi; bu gerçekten çok güzel bir gelişme. Fakat aynı zamanda bilgi havuzuna atlayan insanların çoğalmasıyla beraber, bilgi kirliliği de artmaya başladı. Örneğin kaynakların doğruluğu, güvenilirliği gibi konularda maalesef çok önemli sorunlar yaşanıyor. Yine de ben bunla ilgili düşüncelerimi başka bir güne saklıyorum; çünkü bu seferlik kafamda başka bir şey var. İnternette gazeteler, bloglar, twitter, Facebook gibi sosyal ağlar da dahil olmak üzere pek çok yerde dil bilgisi, gramer ve yazım kurallarının yanlış kullanıldığına sıkça şahit oluyorum, eminim siz de oluyorsunuzdur. Bununla ilgili olarak kendi çapımda ufak bir katkıda bulunmak istedim. Şimdiye kadar söylenen pek çok şey kafaları karıştırdı, insanlar aslında çok basit olan kuralları benimsemekte güçlük çekiyor. Ben bu kuralların en önemlilerini olabildiği kadar basit bir şekilde, kafaları fazla karıştırmadan anlatmak istedim. Dil bilgisi ve yazım kurallarını doğru kullanmak bir yük değildir; aksine yazılan şeyin daha kolay okunmasını, daha kolay ve doğru anlaşılmasını sağlar; bu şekilde siz de yazılarınızla daha fazla insana daha doğru şekilde ulaşabilir ve başkalarına aynısını yapmaları için örnek olabilirsiniz. Açıkça söylemek gerekirse, örneğin -da/-de'leri nasıl yazması gerektiğini bilmeyen insanlar ne kadar "koskocaman" olurlarsa olsunlar, yazdıkları benim gözümde 1-0 yenik başlıyor maça. Doğru dil bilgisi kullanımı gördüğüm zaman ise o yazıyı daha ciddiyetle okuyorum. Sizi dili doğru ve etkili kullanmanın iletişimi ne kadar olumlu etkilediği konusunda ikna etmek için daha çok şey yazabilirim, ama şimdilik lafı fazla uzatmasam daha iyi belki. İşte belli başlı noktalar:
Beyne hata verdiren -de/-da:
İki çeşidi var bu -de/-da'ların. Bir tanesi "ek", yani sözcüğe belli bir anlam katmak için sözcüğün sonuna ekleniyor ve sözcüğe bitişik yazılıyor. Diğeri ise "bağlaç"; yani cümleye farklı bir anlam katmak için sözcükleri birbirine bağlıyor ve her zaman sözcükten ayrı yazılıyor.
Peki hangi -de/-da ek, hangi -de/-da bağlaç? Sandığınız gibi karışık değil. Eğer "bir yerde/zamanda/durumda bulunma" anlamı varsa hiç durmayın, yapıştırın ("Aman Allahhh, anahtarı kapının arkasında unuttum!"/"Kasımda Aşk Başkadır"/"Bu koşullarda çalışamam, istifa ediyorum!"). Bunun dışındaki durumlarda, mesela "dahi" anlamı varsa ("E artık o kazma da yaptıysa ben kesin yaparım bunu": "E artık o kazma dahi yaptıysa ben kesin yaparım bunu") o zaman da ayırın.
Ufacık bir nokta daha; ek olan, yani bulunma anlamı veren ve bitişik yazdığımız -de/-da'da ses değişimi olur; yani kendinden önce gelen harflere göre -te/-ta olabilir. Bağlaç olan, yani ayrı yazdığımız -de/-da'da ise hiçbir şekilde ses değişimi olmaz. Mesela "Anlat ta dinleyelim kanka" diyemeyiz. "Anlat da dinleyelim kanka" demeliyiz. Ama "Bağdat'ta kuş üzümü yedim geçen gün." demek doğruyken "Bağdat'da kuş üzümü yedim geçen gün." demek yanlıştır.
Bütün bunları yaparken şuna da dikkat etmemiz gerekiyor; asla Demet Akalın'ın dil bilgisi yeteneklerini kendimize örnek alıp, sırf uyak yapmak için ayrı yazılacak de'yi sözcüğün içinde getirip bir de etrafına başka ekler koymamalıyız. Komik oluyor: "Yeniden sevedebilirim/Sözümden dönedebilirim" değil; "Yeniden sevebilirim de/ Sözümden dönebilirim de" olmalıdır.
Devreleri yakan -mi:
Bunun da iki çeşidi var. Aslında ikisi de "ek" diye geçiyor, ama bir tanesi sözcüğe daima bitişik yazılırken, diğerinin daima ayrı yazılması gerek. Bakın ne kadar kolay:
Cümleye olumsuzluk anlamı katmak istediğimizde kullandığımız "-mi" eki sözcüğe her zaman bitişik yazılır, utanmadan sıkılmadan yapıştırabilirsiniz. Aşkın Nur Yengi'nin şarkısına gerdan kıra kıra eşlik ederken "Ay inanmıyorum, ay inanmıyorum, ay inanmıyoruuuum" şeklinde söylediğimiz gibi mesela. Bunun ayrı yazılanı yoktur. Soru sorarken kullandığımız "mi" ise her zaman sözcükten ayrı yazılır. Bunun da birleşik yazılanı yoktur, boşuna aramayın, ayırın efenim. "Değer mi hiç, değer mi hiç/Değer mi, değer mi, değer mi söyle/Bir rüya ömür boyu/Sürer mi, sürer mi, sürer mi böyle" gibi.
Bu iki ek de önündeki kelimenin sonundaki harfe göre ses değişimi geçirebilir. Mesela "Anlıyor musun beni?" deriz; "Anlıyor misin beni?" değil. Aynı zamanda Türkçenin güzel ses uyumu sağ olsun, "Unutamadım, unutamadım, ne olur anla beni" de daha komik bir hal almaz neyse ki. Gerek yok çünkü.
Olumsuzluk eki olan "mi" ile ilgili ufak bir ayrıntı daha var. Günlük hayatta pek çok kişi tarafından kullanılan "yapmamazlık", "etmemezlik" gibi kalıpların aslında yanlış olduğunu duymuştum hocamdan. İnceleyecek olursak, yap-ma-ma-z-lık derken iki tane olumsuzluk eki kullanarak hata yapmış oluyoruz. Bunun için doğrusu "yapmazlık", "etmezlik", "gitmezlik" gibi olmalı. Bunu da bilirseniz zaten kimse önünüzde duramaz artık.
Son bir hatırlatma, soru anlamı kattığınız cümlenizin sonuna soru işaretini koymayı unutmayın. Mis olur o zaman.
Yani soru ve olumsuzluk eki olan -mi'leri doğru şekilde yazdığınızda yazınızı okuyan kişinin cümlenin başındaki beklentileri ile sizin cümleye vermek istediğiniz anlam birbirini tutacaktır. Bu yüzden kişinin yazınızı okuması daha kolaylaşacak, bu şekilde yazınızın kalitesi tavan yaparken siz de "Ay İnanmıyorum" eşliğinde göbek atabileceksinizdir. Yaşasın.
Evlerden ırak -ki:
Bu arkadaşın da çok değil, sadece üç çeşidi var. İki tanesi sözcüklerin sonuna eklenen "ek", diğeri ise sözcükleri birleştiren ve bunu yaparken cümleye yeni bir anlam katan "bağlaç".
Önce ek olanlarından bahsedeyim. Bu eklerden bir tanesi beş yüz defa tekrar tekrar yazmak istemediğimiz bir sözcüğün yerine geçen ek olan -ki'dir. "Kanka seninki de dert mi be" derken, iki defa "dert" diyip cümlenin içine etmemek için "senin derdin" yerine "seninki" diyoruz. İşte buradaki "-ki" ektir ve daima bitişik yazılır. Yapıştırın.
Diğer ek de sıfat yapan bir yapım eki; mesela "Çatıdaki anten yine yerinden oynadı bey" diyen kendi halinde bir teyzemiz burada bu ekten bir tane kullanmış oluyor. Ya da "Ufff filmdeki çocuk çok yakışıklıydı yaea" diyen ergen kızımızın cümlesinde de başka bir örnek görebiliriz. Bu anlamda kullandığınız "-ki" de her zaman bitişik yazılır.
Bağlaç olan ki'nin ise belirgin bir anlamı yok. Cümleden çıkarsanız bir saçmalık olduğunuz sezersiniz, "Ne biçim bir şey oldu bu" diye düşünürsünüz; ama cümlenizin anlamını veya şeklini şemalini yukarıdaki ekleri çıkardığınızdaki kadar bozmaz. Mesela "Öyle sarhoş olsam ki/Bir daha ayılmasam" diyen Tanju Okan da durumun farkına varmış olsa gerek zamanında.
Bununla beraber ayrı yazılması gerekiyormuş gibi gözüküp, dile birleşik şekliyle yerleşen birkaç kelime var, bunları bilmek de klasınızı baya artırır bence: oysaki, halbuki, mademki, sanki, belki...
Hadi yine iyisiniz...
"Veya" ve "ya da" ("Oha bunlar da mı farklı!"):
Evet, farklılar. Yine çok kolay.
"Veya"nın içinde iki ayrı kelime var aslında: "ve" ve "ya". Yani "A veya B" dediğinizde üç olasılık var: (A), (B), (A ve B).
"Ya da" ise şöyle ayrılıyor: "A ya da B" dediğinizde iki olasılık var: (A), (B).
Bir ekleme: "veya" her zaman birleşik, "ya da" her zaman ayrı yazılıyor.
Bakın, zor olmadığını söylemiştim ve üstünüzden başınızdan klaslık akıyor şimdiden. Uff, çok karizmatik.
Beyin sulandıran birtakım zamirler ve sıfatlar:
Bunları direk böylece bilmekte yarar var. Kullandıkça ezberlemeye gerek kalmıyor. Tecrübeyle sabittir. Lisede öğrendim, hala hatırlıyorum. Hocama selam olsun buradan.
hiçbir şey, hiçbir yer, hiçbir zaman (bütün "hiçbir"ler birleşik, devamında gelen her zaman ayrı)
hiçbiri
her şey (bütün "her"ler ayrı, herkes hariç)
hiçkimse (daima bitişik)
herkes (z ile değil, s ile)
pek çok şey
pek çoğu
bir şey
birçok şey ("birçok" her zaman birleşik, devamında gelen her zaman ayrı)
birçoğu
birkaç şey ("birkaç" her zaman birleşik, devamında gelen her zaman ayrı)
birkaçı
birtakım (Gerçekten de Shakhtar Donetsk gibi "bir takım" dan bahsetmiyor da, bir grup nesneden bahsediyorsanız, aradığınız şey bu birleşik yazılan "birtakım")
Noktalama işaretleri noktanızı koymasın!:
İyice saçmalamaya başladım ama idare edin, az kaldı.
Elde yazı yazarken böyle bir şeye fazla dikkat etmesek de oluyor; ama dijital bir ortamda yazdığınız zamanlar için noktalama kurallarıyla ilgili olarak dikkatinizi çekmek istediğim ve yazınızı bambaşka bir yere taşıyacağını düşündüğüm bir konu daha var.
Yazılarda noktalama işaretlerinden önce boşluk bırakmayıp, noktalama işaretlerinden sonra bir boşluk bırakmamız gerekiyor. Bu durum noktalar, virgüller, üç noktalar, noktalı virgüller, soru işaretleri, ünlem işaretleri, artık aklınıza ne gelirse, hepsi için geçerli. Bir tek tırnak işareti ve kesme işareti için biraz farklı bir durum olduğunu hatırlıyorum şu an. Onda da "Aynalı kemer ince bele" şeklinde, tırnak içine aldığımız söz ile tırnak işaretleri arasında boşluk bırakmayacak şekilde yazmamız gerekiyor. Kesme işaretinden sonra da boşluk konmuyor; "Yüzbaşı Corelli'nin Mandolini" gibi. Bunlar gayet kolay ve okuyucunun gözüne hitap eden şeyler.
Bunun dışında cümlelerinizde virgül, noktalı virgül kullanmaktan çekinmeyin. Eğer bunları doğru yerlerde kullanmayı başarabilirseniz okuyucunuzun işini büyük ölçüde kolaylaştırabilirsiniz. Sadece nefes almanız gereken yerlere odaklanın. Yazarken kendinizi yazıyı ilk defa okuyacak insanların yerine koymaya çalışın; anlam karmaşasını, anlatım bozukluklarını önleyecek yerlere virgüllerinizi koymaya dikkat edin ("Oku, baban gibi eşek olma" ile "Oku baban gibi, eşek olma" şeklindeki tipik örnekte görüldüğü üzere).
Üç noktaları gereksiz yerlerde çarçur etmeyin. Her şey gibi üç noktanın da fazlası zarar. Eksik cümlelerde kullanabilirsiniz mesela, bazen tam cümlelerde de kullanabilirsiniz ama abartırsanız tadı kaçar, büyüsü bozulur, çikolatalı turşuya dönüşür. Bilmem anlatabiliyor muyum...
Bilgisayarınız denetlesin:
Bilgisayarlarda yazım ve dil bilgisi denetlemeye yarayan araçlar oldukça yaygınlaştı. Bunu bilgisayarınızdaki Word ya da Open Office gibi kelime işlemcilerde yapabileceğiniz gibi, aynı zamanda internet tarayıcınızda da yapabilirsiniz. Örneğin ben bu yazımı yazarken Chrome bir yandan kontrol ediyor yazımı, böylece yanlış yazdığım sözcükleri fark ediyor ve düzeltebiliyorum. Tabi şu an Chrome'da çalışan denetleyici çok güvenilir değil hala, doğru olan pek çok kelimenin de altını çiziyor ama yine de yardımcı olduğu kesin.
Peki hangi -de/-da ek, hangi -de/-da bağlaç? Sandığınız gibi karışık değil. Eğer "bir yerde/zamanda/durumda bulunma" anlamı varsa hiç durmayın, yapıştırın ("Aman Allahhh, anahtarı kapının arkasında unuttum!"/"Kasımda Aşk Başkadır"/"Bu koşullarda çalışamam, istifa ediyorum!"). Bunun dışındaki durumlarda, mesela "dahi" anlamı varsa ("E artık o kazma da yaptıysa ben kesin yaparım bunu": "E artık o kazma dahi yaptıysa ben kesin yaparım bunu") o zaman da ayırın.
Ufacık bir nokta daha; ek olan, yani bulunma anlamı veren ve bitişik yazdığımız -de/-da'da ses değişimi olur; yani kendinden önce gelen harflere göre -te/-ta olabilir. Bağlaç olan, yani ayrı yazdığımız -de/-da'da ise hiçbir şekilde ses değişimi olmaz. Mesela "Anlat ta dinleyelim kanka" diyemeyiz. "Anlat da dinleyelim kanka" demeliyiz. Ama "Bağdat'ta kuş üzümü yedim geçen gün." demek doğruyken "Bağdat'da kuş üzümü yedim geçen gün." demek yanlıştır.
Bütün bunları yaparken şuna da dikkat etmemiz gerekiyor; asla Demet Akalın'ın dil bilgisi yeteneklerini kendimize örnek alıp, sırf uyak yapmak için ayrı yazılacak de'yi sözcüğün içinde getirip bir de etrafına başka ekler koymamalıyız. Komik oluyor: "Yeniden sevedebilirim/Sözümden dönedebilirim" değil; "Yeniden sevebilirim de/ Sözümden dönebilirim de" olmalıdır.
Devreleri yakan -mi:
Bunun da iki çeşidi var. Aslında ikisi de "ek" diye geçiyor, ama bir tanesi sözcüğe daima bitişik yazılırken, diğerinin daima ayrı yazılması gerek. Bakın ne kadar kolay:
Cümleye olumsuzluk anlamı katmak istediğimizde kullandığımız "-mi" eki sözcüğe her zaman bitişik yazılır, utanmadan sıkılmadan yapıştırabilirsiniz. Aşkın Nur Yengi'nin şarkısına gerdan kıra kıra eşlik ederken "Ay inanmıyorum, ay inanmıyorum, ay inanmıyoruuuum" şeklinde söylediğimiz gibi mesela. Bunun ayrı yazılanı yoktur. Soru sorarken kullandığımız "mi" ise her zaman sözcükten ayrı yazılır. Bunun da birleşik yazılanı yoktur, boşuna aramayın, ayırın efenim. "Değer mi hiç, değer mi hiç/Değer mi, değer mi, değer mi söyle/Bir rüya ömür boyu/Sürer mi, sürer mi, sürer mi böyle" gibi.
Bu iki ek de önündeki kelimenin sonundaki harfe göre ses değişimi geçirebilir. Mesela "Anlıyor musun beni?" deriz; "Anlıyor misin beni?" değil. Aynı zamanda Türkçenin güzel ses uyumu sağ olsun, "Unutamadım, unutamadım, ne olur anla beni" de daha komik bir hal almaz neyse ki. Gerek yok çünkü.
Olumsuzluk eki olan "mi" ile ilgili ufak bir ayrıntı daha var. Günlük hayatta pek çok kişi tarafından kullanılan "yapmamazlık", "etmemezlik" gibi kalıpların aslında yanlış olduğunu duymuştum hocamdan. İnceleyecek olursak, yap-ma-ma-z-lık derken iki tane olumsuzluk eki kullanarak hata yapmış oluyoruz. Bunun için doğrusu "yapmazlık", "etmezlik", "gitmezlik" gibi olmalı. Bunu da bilirseniz zaten kimse önünüzde duramaz artık.
Son bir hatırlatma, soru anlamı kattığınız cümlenizin sonuna soru işaretini koymayı unutmayın. Mis olur o zaman.
Yani soru ve olumsuzluk eki olan -mi'leri doğru şekilde yazdığınızda yazınızı okuyan kişinin cümlenin başındaki beklentileri ile sizin cümleye vermek istediğiniz anlam birbirini tutacaktır. Bu yüzden kişinin yazınızı okuması daha kolaylaşacak, bu şekilde yazınızın kalitesi tavan yaparken siz de "Ay İnanmıyorum" eşliğinde göbek atabileceksinizdir. Yaşasın.
Evlerden ırak -ki:
Bu arkadaşın da çok değil, sadece üç çeşidi var. İki tanesi sözcüklerin sonuna eklenen "ek", diğeri ise sözcükleri birleştiren ve bunu yaparken cümleye yeni bir anlam katan "bağlaç".
Önce ek olanlarından bahsedeyim. Bu eklerden bir tanesi beş yüz defa tekrar tekrar yazmak istemediğimiz bir sözcüğün yerine geçen ek olan -ki'dir. "Kanka seninki de dert mi be" derken, iki defa "dert" diyip cümlenin içine etmemek için "senin derdin" yerine "seninki" diyoruz. İşte buradaki "-ki" ektir ve daima bitişik yazılır. Yapıştırın.
Diğer ek de sıfat yapan bir yapım eki; mesela "Çatıdaki anten yine yerinden oynadı bey" diyen kendi halinde bir teyzemiz burada bu ekten bir tane kullanmış oluyor. Ya da "Ufff filmdeki çocuk çok yakışıklıydı yaea" diyen ergen kızımızın cümlesinde de başka bir örnek görebiliriz. Bu anlamda kullandığınız "-ki" de her zaman bitişik yazılır.
Bağlaç olan ki'nin ise belirgin bir anlamı yok. Cümleden çıkarsanız bir saçmalık olduğunuz sezersiniz, "Ne biçim bir şey oldu bu" diye düşünürsünüz; ama cümlenizin anlamını veya şeklini şemalini yukarıdaki ekleri çıkardığınızdaki kadar bozmaz. Mesela "Öyle sarhoş olsam ki/Bir daha ayılmasam" diyen Tanju Okan da durumun farkına varmış olsa gerek zamanında.
Bununla beraber ayrı yazılması gerekiyormuş gibi gözüküp, dile birleşik şekliyle yerleşen birkaç kelime var, bunları bilmek de klasınızı baya artırır bence: oysaki, halbuki, mademki, sanki, belki...
Hadi yine iyisiniz...
"Veya" ve "ya da" ("Oha bunlar da mı farklı!"):
Evet, farklılar. Yine çok kolay.
"Veya"nın içinde iki ayrı kelime var aslında: "ve" ve "ya". Yani "A veya B" dediğinizde üç olasılık var: (A), (B), (A ve B).
"Ya da" ise şöyle ayrılıyor: "A ya da B" dediğinizde iki olasılık var: (A), (B).
Bir ekleme: "veya" her zaman birleşik, "ya da" her zaman ayrı yazılıyor.
Bakın, zor olmadığını söylemiştim ve üstünüzden başınızdan klaslık akıyor şimdiden. Uff, çok karizmatik.
Beyin sulandıran birtakım zamirler ve sıfatlar:
Bunları direk böylece bilmekte yarar var. Kullandıkça ezberlemeye gerek kalmıyor. Tecrübeyle sabittir. Lisede öğrendim, hala hatırlıyorum. Hocama selam olsun buradan.
hiçbir şey, hiçbir yer, hiçbir zaman (bütün "hiçbir"ler birleşik, devamında gelen her zaman ayrı)
hiçbiri
her şey (bütün "her"ler ayrı, herkes hariç)
hiçkimse (daima bitişik)
herkes (z ile değil, s ile)
pek çok şey
pek çoğu
bir şey
birçok şey ("birçok" her zaman birleşik, devamında gelen her zaman ayrı)
birçoğu
birkaç şey ("birkaç" her zaman birleşik, devamında gelen her zaman ayrı)
birkaçı
birtakım (Gerçekten de Shakhtar Donetsk gibi "bir takım" dan bahsetmiyor da, bir grup nesneden bahsediyorsanız, aradığınız şey bu birleşik yazılan "birtakım")
Noktalama işaretleri noktanızı koymasın!:
İyice saçmalamaya başladım ama idare edin, az kaldı.
Elde yazı yazarken böyle bir şeye fazla dikkat etmesek de oluyor; ama dijital bir ortamda yazdığınız zamanlar için noktalama kurallarıyla ilgili olarak dikkatinizi çekmek istediğim ve yazınızı bambaşka bir yere taşıyacağını düşündüğüm bir konu daha var.
Yazılarda noktalama işaretlerinden önce boşluk bırakmayıp, noktalama işaretlerinden sonra bir boşluk bırakmamız gerekiyor. Bu durum noktalar, virgüller, üç noktalar, noktalı virgüller, soru işaretleri, ünlem işaretleri, artık aklınıza ne gelirse, hepsi için geçerli. Bir tek tırnak işareti ve kesme işareti için biraz farklı bir durum olduğunu hatırlıyorum şu an. Onda da "Aynalı kemer ince bele" şeklinde, tırnak içine aldığımız söz ile tırnak işaretleri arasında boşluk bırakmayacak şekilde yazmamız gerekiyor. Kesme işaretinden sonra da boşluk konmuyor; "Yüzbaşı Corelli'nin Mandolini" gibi. Bunlar gayet kolay ve okuyucunun gözüne hitap eden şeyler.
Bunun dışında cümlelerinizde virgül, noktalı virgül kullanmaktan çekinmeyin. Eğer bunları doğru yerlerde kullanmayı başarabilirseniz okuyucunuzun işini büyük ölçüde kolaylaştırabilirsiniz. Sadece nefes almanız gereken yerlere odaklanın. Yazarken kendinizi yazıyı ilk defa okuyacak insanların yerine koymaya çalışın; anlam karmaşasını, anlatım bozukluklarını önleyecek yerlere virgüllerinizi koymaya dikkat edin ("Oku, baban gibi eşek olma" ile "Oku baban gibi, eşek olma" şeklindeki tipik örnekte görüldüğü üzere).
Üç noktaları gereksiz yerlerde çarçur etmeyin. Her şey gibi üç noktanın da fazlası zarar. Eksik cümlelerde kullanabilirsiniz mesela, bazen tam cümlelerde de kullanabilirsiniz ama abartırsanız tadı kaçar, büyüsü bozulur, çikolatalı turşuya dönüşür. Bilmem anlatabiliyor muyum...
Bilgisayarınız denetlesin:
Bilgisayarlarda yazım ve dil bilgisi denetlemeye yarayan araçlar oldukça yaygınlaştı. Bunu bilgisayarınızdaki Word ya da Open Office gibi kelime işlemcilerde yapabileceğiniz gibi, aynı zamanda internet tarayıcınızda da yapabilirsiniz. Örneğin ben bu yazımı yazarken Chrome bir yandan kontrol ediyor yazımı, böylece yanlış yazdığım sözcükleri fark ediyor ve düzeltebiliyorum. Tabi şu an Chrome'da çalışan denetleyici çok güvenilir değil hala, doğru olan pek çok kelimenin de altını çiziyor ama yine de yardımcı olduğu kesin.
***
Benden şimdilik bu kadar. Umarım birilerine faydası dokunur.