14 Ağustos 2011 Pazar

gri, kocaman taşlar

Şekiller, renkler, kaldırımlar, taşlar, griler, tarihi eserler, köprüler... Bunların hiçbirinin tek başına anlamı yok. Hepsi, hatıralarla, henüz hatıra olmamış hafıza parçacıklarıyla, bana yaşattıkları duygularla beraber anlam kazanıyorlar.

O duygular ise, değişken. Duygular değiştikçe, o şekillere yüklediğim anlam değişiyor. İki gün önce yaşadığım kırgınlığı unutuyorum, yeniden kollarımı açıp; yüzümde affedici bir ifadeyle beklemeye koyuluyorum.

O şekillerin, yerlerin üzerindeki tüm o anıları, o duyguları overwrite edip duruyorum.

Beynin rewritable bir bellek depolama aracı olması güzel bir şey.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder