15 Ocak 2011 Cumartesi

no lo sé.

House'un yeni bölümünün çıkmasına üç gün kaldı. Dayanabilirim, diyorum; iki aya yakın bir süredir bekliyorum, üç gün daha bekleyebilirim. House; aslında Teardrop, benim uzay-zaman tünellerimden biri; beynimde geçmişe ve başka boyutlara açılan kapıların anahtarı. Karpuzlu vivident sakız ile beraber.

Finaller Perşembe günü bitti; üstümden kalkan yük miktarı gözle görülür düzeyde.

Her gün tonlarca film seyrediyorum, yatmadan önce kitap okuyorum; gönlümce müzik dinliyorum; falan filan.

Yine de beni içten içe kemirip duran bir konu var; bilerek ve isteyerek topluluğa "uyum" sağlamadım ve aldığım bu kararın oldukça mantıklı sebepleri olduğunu bilsem de bir yanım acaba buna değer miydi diye sormadan edemiyor. Arada kaldım biraz biraz yani. Ha şu an zaten bunu değiştirmek için yapabileceğim bir şey de yok ama pişman olmam gerekiyor mu, gerekmiyor mu, onu bilmiyorum işte ve bu durum da konu aklıma gelince bir diken üstündelik yaratmıyor değil.

Öyle de basit bir konu ki aslında. Pek de önemli değil; ama nedense çok takıldım. Belki başka şeylerle ilgili ipuçları veriyordur diye. Büyük ihtimalle fazla kafaya takıyorum ve büyük ihtimalle mantıklı bir şey yaptım. Ama mantıklı şeyler yapmak her zaman iyi midir; bak onu ben de bilmiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder