Tedarik zinciri ders notlarını temize çekerken yapıştırıverdim bu iki kelimeyi birbirine. Bullwhip effect konusunda termin süreleri ile ilgili bir grafiği geçirmeye çalışırken, kalemi olmayacak yerlere kaydırdığımda aklıma düştü. Eh, fırsattan istifade, unutmadan yazmam gerek.
Bir şeye kavuşmayı beklerken, o yönde yola koyulmuşken, ha oldu ha olacak derken, bir türlü olmaması, olmaması ve olmaması. Hem de o yöndeki bütün eğilime rağmen. Ne kadar tanıdık, değil mi...
Bazen hayatta her şey hep bizim başımıza geliyormuş gibi hissediyoruz. Ama aslında, tedarik zinciri dersindeki kıytırık bir termin süresi grafiği bile "Ha kavuştum, ha kavuşacam" diyip, bir türlü kavuşamıyor o doğruya. E biz ne yapalım artık, ya.
İnternet bağlantımda yaklaşık bir haftadır bir sıkıntı var ki, gıcık etti. Şu an tamamen gitti, o yüzden bu yazıyı önce wordpad'de yazıyorum. Daha sonra umarım blogspot'a geçirme imkanı bulacağım. TTNet işte!
Deli divane bir-iki hafta beni bekliyor. Şu 10 gün içinde 6 tane sınavım var. Bu sınavların arasına bir de bitirme projesinin kickoff toplantısı denk geldi. Unilever'de proje yapıyoruz, her zaman merak ettiğim, daha iyi tanımak istediğim bir şirket oldu Unilever. Haftaya Cuma günü, tam olarak 7 saat dersimi asacağım ve günübirlik İstanbul'a gidip Unilever ve birkaç üniversite ile birlikte ilk toplantıyı yapacağız (Chain Reaction 2011'e dahil olmuşuz).
Bakalım ruhsal durumum bu süreçte nasıl seyredecek. Olacakları ben de çok merak ediyorum.
Pazar günü Almanca kursunun sınavı var, A1'in yarısını bitirdik. İnanılır gibi değil ama, ich kann Deutsch ein bisschen sprechen.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder