6 Nisan 2010 Salı

être/avoir.

Bazı insanlar vardır ki, canlı, ıslak çayırlar üzerindeki sisli, ama güneşle aydınlanmış, açık pembe-açık sarı-yavruağzı renkteki temiz, ferah öğleden sonra havası gibidirler.

Koskoca dünyanın ufak, gündelik bir parçasıdırlar. Gündelik hayatın gündelik dertleriyle uğraşırlar. Pek çok kişi onların farkında değildir. Çünkü dışarıdan bakıldığında hepsi aynı rutinin içinde aynı birer obje gibi görünmektedir. Böyle bir mekanizmanın içinde, ruhen doymanın yanında, günlük hayatın parçası olarak fiziksel anlamda doymak için de, kalplerinin "büyüklüğüyle" komik bir oranda ters orantılı olan işlerle uğraşırlar. Ama içlerinde öyle büyük güzellikler taşırlar, ve kalpleri öylesine temizdir ki, bu temizlik kendi kalplerinden taşar, taşar, size yansır...

...ya da her şeyin kafanızda oluşturduğunuz imaj gibi olması için umut edersiniz. Elinizde elle tutulur bir sebep olmadığı halde (ki bu durumda elle tutulur bi sebep aramak da komik olacaktır), böyle olduğuna gerçekten inanırsınız. Gerçekten inanırsınız. İnanmamanız için bir sebep yoktur. Ve o kişi kalbinin temizliğiyle sizi hiçbir zaman yanıltmayacaktır.

Böyle insanlar da var hayatta. Ben gördüm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder